Saturday, November 27, 2010

Şimdi, şöyle..

Son iki aydır kendimce bir atılım yapıp hep istediğim birşeyi sonunda yürürlüğe koymaya başladım. Müzik yapmak. İlk başlarda inanılmaz keyif aldım. Video çekip koyduğum zaman insanların izleyecek, ve en nihayet yapmak istediğim şeyi göreceğini bilmek beni çok heyecanlandırıyordu. Hala da heyecanlandırıyor. Üniversitede rasgele birinin şarkını dinledim çok güzel olmuş demesi az da olsa bir tatmin yaratıyor.

Fakat herşeyin başlangıçta, kolayken güzel olması diye bir durum var. Her video'da kendimi daha da geliştireceğim fikrini yürürlüğe koymak gittikçe daha da zorlaşıyor. İlk başta dandik kameramla çektiğim videoyu koymak, ardından görüntüyü beğenmeyip daha kaliteli bir kamera alıp onunla video çekmek, daha sonra ses kalitesini beğenmeyip kayıt programlarına sarmak, davulumu da kendim yazayım, miksajımı da kendim yapayım derken kendimi bir sürü şeyi araştırırken, internet çöplüğünde didik didik işe yarar bilgi bulmaya çalışırken buldum. Bunları yaparken, bir yandan da çalışımı geliştirmem gerek.

Son zamanlarda özellikle böyle haftasonu tatillerinde akşamları 1-2 bira içerek, gitar çalarak yanlız geçirdiğim saatlerde bir tatminsizlik/kızgınlık duygusu var sürekli üzerimde. Sürekli birşeyler yapmam gerekiyormuş gibi hissediyorum, fakat birkaç günde de dünya kurtarılmıyor.

Eskiden yazı yazarken hep hayatımda olan olumsuzluklardan "zırlamak" derecesinde fazla bahsederdim. Fakat şöyle bir durum var ki hayatta olan boktan olaylar sen ne yaparsan her türlü olmaya devam ediyorlar. Hatta şu meşhur Sünbülizm lafına göre "yapacak birşey yok" diyip geçmek gerekiyor çoğu zaman. Bu yüzden artık sadece yapmak istediğim şeylerden bahsedeceğim ve istediğim hayatı yaşayacağım.

No comments:

Post a Comment